Yerel

Filmekimi Trabzon’da

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından İstanbul’da 14. kez gerçekleştirilen Filmekimi bu yıl da Vodafone FreeZone sponsorluğunda düzenleniyor.

Sinema keyfini Türkiye’nin farklı kentlerine taşıyan Filmekimi, 16 Ekim Cuma, 17 Ekim Cumartesi ve

18 Ekim Pazar günlerinde Varlıbaş AVM Atapark Avşar Sinemaları’nda 11.00, 13.30, 16.00, 19.00 ve 21.30 seanslarında, 15 filmlik çarpıcı bir programla Trabzonlu sinemaseverlerle buluşacak.

Yeni sinema sezonunun habercisi olan Filmekimi’nde bu yıl dünya prömiyerlerini Sundance, Berlin, Cannes, Venedik, Toronto gibi saygın festivallerde yapan; Stephen Frears ve Nanni Moretti gibi usta yönetmenlerin son filmlerinin de aralarında bulunduğu parlak bir program Trabzonlu sinemaseverlerle buluşuyor. 14. Filmekimi, Ekim ayı boyunca İstanbul, Ankara, İzmir, Trabzon, Bursa ve Edirne’de olacak.

 Filmekimi Biletleri

Filmekimi biletleri 12 Ekim Pazartesi günü 10.30’dan itibaren Biletix’te (Biletix satış noktaları, Biletix çağrı merkezi (0216 556 98 00), biletix.com) ve hizmet bedeli olmaksızın Varlıbaş AVM Atapark Avşar Sinemaları gişesinden (10.30-20.00 arasında) satın alınabilir.

Filmekimi Trabzon biletleri tam 9 TL, öğrenciler ve 65 yaş üstü izleyiciler için indirimli 7 TL’dir.

Vodafone FreeZone’lu sinemaseverler, Filmekimi’nde bir bilet aldıklarında aynı seans için bir bilet de hediye kazanacaklar. Kampanya koşulları hakkında ayrıntılı bilgiye vodafonefreezone.com adresinden ulaşılabilir.

Filmekimi Programına Ulaşmak için

Sinemaseverler bu yıl Filmekimi’nin programına web sitesi filmekimi.iksv.org’un yanı sıra İKSV Mobil uygulamasından da ulaşabiliyor. Vodafone Red’in katkılarıyla geliştirilen İKSV Mobil uygulaması, AppStore ve Google Play’den ücretsiz olarak indirilebiliyor. Ayrıca Filmekimi broşürü de AppStore’dan ücretsiz olarak indirilebiliyor ve İKSV Kitaplık uygulamasıyla iPad üzerinden de okunabiliyor.

Filmlerin bilgileri, gösterim çizelgesi, etkinlikler ve diğer tüm ayrıntıları içeren Filmekimi broşürü ayrıca Atapark Avşar Sinemaları’ndan temin edilebilir.

Filmekimi’ni sosyal medyada takip etmek için:

facebook.com/filmekimi

twitter.com/filmekimi_iksv

instagram.com/Filmekimi

#filmekimi15

Filmekimi’nin Destekçileri

Vodafone FreeZone sponsorluğuyla düzenlenen 14. Filmekimi, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle gerçekleştiriliyor. 14. Filmekimi’nin medya sponsorluğunu NTV ve Radyo Eksen üstleniyor. Filmekimi, Avrupa Birliği MEDIA Programı’nın katkıda bulunduğu Operation Kino işbirliğiyle yapılıyor. Filmekimi’nin afişleri ve tanıtım kampanyası Alametifarika’ya ait.

FİLMEKİMİ’NİN TRABZON PROGRAMI

Ben, Earl & Ölen Kız / Me and Earl and the Dying Girl – Alfonso Gomez

Amerikalı yazar Jesse Andrews’ın aynı adlı romanından uyarlanan, yönetmen koltuğunda Glee ve American Horror Story gibi başarılı dizilerde yönetmen olarak karşımıza çıkan Alfonso Gomez’in olduğu Ben, Earl & Ölen Kız’ın oyuncu kadrosunda Bates Motel’den tanıdığımız Olivia Cooke, Thomas Mann ve RJ Cyler yer alıyor. Sundance Film Festivali’nden, Jüri Büyük Ödülü ve İzleyici Ödülü ile dönen film, lise son sınıfta olan ve okulunu huzurla bitirmek uğruna kimseyle yakınlaşmamayı tercih eden Greg’in kanser hastası sınıf arkadaşı Rachel’a yardımcı olmasıyla birlikte gerçek dostluğu keşfetmesini konu alıyor. Film, Rolling Stone dergisi tarafından şimdiden 2015 yılının en iyi 7 filmi arasında gösteriliyor.

Marguerite – Xavier Giannoli

Eylül ayında Venedik Film Festivali’nde ilk gösterimini yapan Marguerite, Fransız yönetmen Xavier Giannoli’nin son filmi. Detone soprano Florence Foster Jenkins’in hikâyesinden esinlenen film, 1921 yılının Paris’inde geçiyor. Dumont’un şatosundaki bir partide, müthiş bir hevesle arya söyleyen Marguerite o kadar detone ve kendi durumundan o kadar bi haber ki, dinleyiciler gülmemek için kendilerini zor tutuyorlar. Kışkırtıcı bir gazeteci son performansı hakkında övgü dolu bir yazı yazınca Marguerite de büyük bir resital vermeye ikna oluyor. Filmin oyuncuları arasında Catherine Frot, Andre Marco, Michel Fau ve Christa Theret yer alıyor.

En Güzel Günlerim / My Golden Days / Trois Souvenirs de ma Jeunesse – Arnaud Desplechin

A Christmas Tale ve My Sex Life or How I Got Into an Argument gibi duygusal filmlerin yönetmeni Fransız Arnaud Desplechin’in senaryosunu da kendi yazdığı yeni filmi En Güzel Günlerim, Cannes Film Festivali Eleştirmenler Haftasında En İyi Senaryo ödülü aldı. Quentin Dolmaire, Lou Roy-Lecollinet gibi isimlerin oyunculuğu ile En Güzel Günlerim, hem dokunaklı bir büyüme hikâyesi, hem sıcacık, hayat dolu, hüzünlü ve nüktedan bir ilk aşk hikâyesi anlatırken dönem müzikleriyle de göze çarpıyor.

Annem / Mia Madre / My Mother – Nanni Moretti

Ferzan Özpetek filmlerinden Cahil Periler, Bir Ömür Yetmez, Şahane Misafir’den hatırladığımız İtalyan oyuncu Margherita Buy ile Amerikalı oyuncu ve yönetmen John Turturro’nun rol aldığı, Cannes’dan Ekümenik Jüri Ödülü’yle dönen Annem’in yönetmen koltuğunda ödüllü İtalyan yönetmen Nanni Moretti oturuyor. Film, varoluşsal bir krizin ortasında kalan yönetmen Margherita’nın ölümcül bir hastalıkla uğraşan annesi, huysuz başrol oyuncusu ve ergenlik çağındaki kızıyla baş etmeye çalışmasını izliyor. Nanni Moretti’nin The Guardian’a göre “samimi, hınzır ve akıl çelici” olan bu yarı-otobiyografik filmi, dramla mizahı ustaca harmanlıyor.

The Lobster – Yorgos Lanthimos

Köpek Dişi, Attenberg ve Alpler’de toplumsal kodları yıkarken izleyicinin aklını karıştıran Yunanlı yönetmen Yorgos Lanthimos’un ülkesi dışında çektiği ilk filmi The Lobster, sinemaseverleri distopik bir geleceğe götürüyor. Hollywood’un en parlak yıldızlarından Colin Farrell, Rachel Weisz, Ben Whishaw, Olivia Colman’ı oyuncu kadrosuna dahil eden The Lobster, dünya prömiyerini yaptığı Cannes Festivali’nden Jüri Ödülü ve Kuir Palmiye Özel Mansiyonu ile döndü. Film, bekâr olmanın yasadışı olduğu ve bu suçu işleyenlerin seçtikleri bir hayvana dönüştürüldüğü tuhaf, gerçeküstü, sıra dışı bir dünyada geçiyor.

İnatçılar / Rams / Hrútar- Grimur Hakonarson

40 yıldır birbiriyle konuşmayan, hayvancılık yapan iki kardeş, Gummi ve Kiddi’nin koyunlarını kurtarmak amacıyla bir araya geldiği bu film, dokunaklı, insancıl ve kuzeyli mizahını esirgemeyen bir dram. İzlandalı yönetmen Grimur Hakonarson’un kendi ülkesinde yaptığı doğa çekimleriyle birleşen belgesel tadındaki İnatçılar, 2015 Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülüne layık görüldü. Başrollerini Sigurður Sigurjónsson ve Theodór Júlíusson’ın paylaştığı İnatçılar İzlanda’nın Oscar adayı.

Mükemmel Bir Gün / A Perfect Day / Fernando León de Aranoa

Kadrosunda Benicio Del Toro, Tim Robbins, Olga Kurylenko gibi yıldız isimlerin yer aldığı Mükemmel Bir Gün, silahlı çatışmanın sürdüğü bir bölgede, bir su kuyusundan bir cesedi çıkarmaya çalışan insani yardım işçilerini konu eder. Savaşın ortasında kalan işçiler için, kobay fareler gibi çıkış yoktur sanki. Belirsizlik içinde tehlikenin tam ortasındaki işçiler, savaş içinde savaş yaşarlar: Mizah, dram, tehlike, umut… İlk kez Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde gösterilen Mükemmel Bir Gün için yönetmen León de Aranoa şöyle diyor: “Bu filmin kaybedecek, durup düşünecek hiç vakti yok. Müzik olsaydı punk rock olurdu.”

Dheepan – Jacques Audiard

Cannes’ın en büyük ödülü Altın Palmiye’yi kazanan Pas ve Kemik ile Yeraltı Peygamberi filmleriyle tanıdığımız Jacques Audiard’ın son filmi Dheepan Paris’te Sri Lankalı üç mülteci üzerinden tüm dünyadaki sığınmacıların çektiği zorlukları ele alıyor. Filme adını veren Dheepan’ı 1980’lerde Tamil Kaplanları’nda çocuk asker olan romancı Antonythasan Jesuthasan canlandırıyor. Sri Lanka’da sona eren iç savaştan kaçabilmek için Dheepan, bir kadın ve bir kız çocuğuyla bir aileymiş gibi davranarak mülteci olarak Fransa’ya gider. Paris dışında bir toplu konuta yerleştirilen üçlü, bir yandan göçmen olarak kültür çatışmasını aşmaya çalışırken bir yandan da gündelik şiddetle ve “ailevi” meselelerle uğraşmak zorunda kalacaktır.

Son Efsane / The Program – Stephen Frears

Gazeteci David Walsh’ın Seven Deadly Sins kitabından uyarlanan Son Efsane’ninyönetmen koltuğunda Stephen Frears oturuyor. Ünlü bisikletçi Lance Armstong’un hayatının beyazperdeye aktarıldığı filmde, Armstrong’un hakkında çıkan doping haberlerinin ardından 7 kez kazandığı Tour de France şampiyonluklarının elinden alınması ve spordan men edilmesine kadar devam eden tartışmalı süreçleri konu ediliyor. Başrollerini Ben Foster ve Chris O’Dowd’ın paylaştığı Son Efsane kadrosunda Dustin Hoffman, Guillaume Canet ve Jesse Plemons gibi isimler de yer alıyor. Son Efsane, ilk gösterimini Toronto Film Festivali’nde yaptı.

Saul’un Oğlu / Son of Saul / Saul Fia- Laszlo Nemes

Cannes’dan Büyük Ödül ve FIPRESCI dahil dört ödülle ayrılan Saul’un Oğlu, Macar yönetmen Laszlo Nemes’in ilk uzun metraj denemesi. Kısa filmleriyle birçok festivalden ödüle layık görülen Nemes, ilk uzun metrajlı filminde izleyiciyi 1944 yılına, Auschwitz imha kampına götürüyor. Kampta Nazilerle işbirliği yapmaya zorlanan Yahudi mahkûmlardan Saul’un görevi, cesetleri yakmaktır. Bir gün, temizlediği imha fırınında, bir oğlan çocuğunun cesedini görür. O an olanaksız bir ödev üstlenir: Çocuğun cesedini yakılmaktan kurtaracak ve usulünce toprağa verecektir. Başrollerinde Geza Röhrig, Levente Molnar, Urs Rechen’in bulunduğu Saul’un Oğlu, Macaristan’ın 2016 Oscar adayı olarak açıklandı. Saul Ausländer rolünde ilk kez kamera önüne geçen Geza Röhrig, Macar bir yazar ve şair. 35 mm çekilen ve Cannes’da 35 mm kopyasından gösterilen Son of Saul kötülük kavramını benzersiz bir bakış açısıyla sorguluyor.

Bir Varmış Bir Yokmuş / Tale of Tales / Il Racconto Dei Racconti – Matteo Garrone

İlk gösterimi Cannes’da gerçekleşen, epik bir sinema vizyonuyla Ortaçağ Napoli’si hikâyelerinden esinlenen Bir Varmış Bir Yokmuş’un başrollerinde Salma Hayek ve Vincent Cassel yer alıyor. Kendisini çok seven kocasını feda etmeye hazır bir Kraliçe’nin savaşımından, bir Kral’ı baştan çıkarmaya çalışan iki gizemli kız kardeşe, dev bir pireyle uğraşırken kızının kalbini kıran başka bir Kral’a, güzellikle groteski katıştıran bu hikâyeler gotik bir hayal dünyasını çarpıcı ve benzersiz bir şekilde beyazperdeye taşıyor.

Nahid – Ida Panahandeh

2015 Cannes Film Festivali’nde Gelecek Vaad Eden Film Ödülü’ne layık görülen Ida Panahandeh’in ilk uzun metrajlı filmi, İran’daki boşanmış kadınların çocukların velayeti ve hülle nikâhı gibi sorunlarını ele alıyor. Bir yandan da Ortadoğu kültürünü, kadın ve erkek arasındaki ilişkiyi de yansıtan Nahid, İran toplumundaki güçlü kadınların ortak hikâyesi. İranlı yeni nesil yönetmenlerin ödüllü yapıtlarına yepyeni bu örnek, başrolünde Bir Ayrılık filminden hatırladığımız Sareh Bayart dramatik performansıyla büyük övgü aldı.

İnsanın Değeri / The Measure of a Man / La Loi Du Marché – Stephane Brize

Cannes Film Festivali’nde Vincent Lindon’a En İyi Erkek Oyuncu ödülünü kazandıran İnsanın Değeri, işçi sınıfının sosyolojik yapısını anlatan sosyal gerçekçi dram. Yönetmenliğini Stephane Brize’nin yaptığı film, birden bildiği tüm ahlaki değerlere karşı durmak zorunda kalan bir fabrika işçisinin hikâyesini anlatırken “aslında, insanın değeri nedir?”i sorguluyor. Dardenne Biraderler’i anımsatan açık bir kapitalizm eleştirisi yapan film, özellikle başrolündeki Vincent Lindon’un performansıyla büyük övgü aldı.

Babam / Babai – Visar Morina

Bu yıl Karlovy Vary ve Münih film festivallerinden En İyi Yönetmen ödülü kazanan Visar Morina, Kosova savaşı öncesinde hayatlarını sigara satarak geçindiren bir baba-oğulun hikâyesini anlatıyor. Babam, farklı ülkelerde yapılan çekimleri, yönetmen Morina’nın kullandığı sinema dili ve başarılı hikâye anlatımı ile izleyiciden büyük beğeni topluyor. Kosova’nın Oscar adayı Babam, karmaşık bir düzen içinde aile olmanın önemini vurgulayan bir yapım.

Mustang – Deniz Gamze Ergüven

İlk kez Cannes’da Yönetmenlerin On Beş Günü bölümünde gösterilen, Fransa’nın Oscar adayı olarak belirlenen Mustang, İnebolu’da büyükannelerinin evinde yaşayan yetim beş kız kardeşin, tutucu komşuları yüzünden adeta hapis yaşantısına dönen hayatlarına karşı başkaldırılarını ve özgürlükleri için verdikleri mücadeleyi konu ediyor. Mustang Odessa ve Saraybosna film festivallerinden büyük ödüller ayrıldı.

İlgili Haberler

Çimento Fabrikası Kuruluyor…

Düzköy Temsilcisi

Yaylakente Talip Var!!!

Kültürevi Açıldı

Düzköy Temsilcisi

Bir Yorum Yazın

WP2Social Auto Publish Powered By : XYZScripts.com